|
|
 |
BOZKURTLARIN GÖZYAŞI
Ağlamadık hiç yenilmedik ölüme
4 Nisan otağımıza gelene kadar
Dayandık binbir türlü çileye zulme
Hatta işkencelerle ölene kadar
Ağlamadık hiç yenilmedik ölüme
Sensiz ilk şafak doğana kadar
Bizleri korkutmazdı ölüm denen kelime
Ta ki gece yıldızları boğana kadar
Ağlamadık hiç yenilmedik ölüme
Yokluğun gönüllere kefen biçene kadar
Yürekler uyardı aklı-selime
Yer göğün gözyaşlarını içene kadar
Bir gece vakti çığlık çığlığa
Gittiğini ellerden duyduk ağladık
Bu acı haber yalan geldi kulağa
Zamanı yerden yere vurduk ağladık
Son kalan umudun bittiği anda
Ağıtları geceye kattık ağladık
Tekbirler getirerek akın ettik otağa
Üç hilali bağrımıza bastık ağladık
Et tırnaktan o gece sökülüverdi
İlk kez boynumuzu büktük ağladık
Gözlerden kanlıyaşlar dökülüverdi
Allah’ın huzuruna çöktük ağladık
Turanın tüm yolları karardı birden
Dokuz ışığımızı da yaktık ağladık
Feryatlar yükselirken turan ellerden
Resmini göğsümüze taktık ağladık
Albayrak tenine sarıldığında
Başımızı burçlara vurduk ağladık
Bozkurtlar Ankaraya yığıldığında
Milyonlar çevrende durduk ağladık
Sana bakmaya doyamazken gözler
Seni bir tabutta gördük ağladık
Başbuğ sesleriyle inlerken gökler
Başbuğum ayakta öldük ağladık
Aramızdan son kez geçtin sessizce
Tekbirler ağıtlara karışırken ağladık
Yer gök ağladı bizi öksüz görünce
Tabuduna sarılmaya yarışırken ağladık
Başbuğlar ölmez derken Bozkurtlar
Sesimizle gökleri yırttık ağladık
Son bozkurt selamını verirken eller
Gitme diyen gözlerle baktık ağladık
“BAŞBUĞ DİYE HAYKIRAN DUDAKLAR KİLİTLENDİ
OMUZLARA TAŞINMASI GÜÇ DAĞLAR YÜKLENDİ”
|
|
 |
|
|
|